27 Şubat 2010 Cumartesi

SEVDİĞİN KADAR...


Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin
Bunu da öğren;
SEVDİĞİN KADAR SEVİLİRSİN

Can YÜCEL

26 Şubat 2010 Cuma

Sinemada yakın tarih ♥ UNUTULMAZLAR 3

Pulp Fiction (1994)
En sağlam Tarantino filmidir, söze yoruma hacet yok aslında...

Beni en çok diyaloglarıyla ve kurgusuyla etkilemiş filmdir.
Tarantino nasıl yapıyor bilmiyorum ama sanırım gözlem yeteneği sayesinde; bir aile babasının da, bir gangsterin de, bir mafya babasının da, bir boksörün de insanlarla nasıl konuşacağını, neye nasıl tepki vereceğini iyice gözlemleyip bunu da eğlenceli hale getirerek yansıtabiliyor ki bu da filmlerini vazgeçilmez kılıyor benim ve birçok film izleyicisi için.

Filmde en etkilendiğim, en ilginç karakter ise Harvey Keitel... İnanılmaz bir karizma, iş bitiricilik, yönetim, serinkanlılık, arabuluculuk, ne ararsanız vardı karakterde.
Filmin bir diğer özelliği izlerken zihninizi sürekli meşgul etmesi. Filmin ele aldığı süreç parçalara bölünmüş ve değişik sıralamayla gösteriliyordu. Film bittiğinde ancak geneli görüp neler döndüğünü anlayabiliyorsunuz (en azından ben de öyle oldu). Koleksiyonumun en nadide eserlerinden ve Tarantino'nun en sıkı kült filmidir bence. Müzikler de ayrı bir mükemmeldi.

İFRİT KUTUSU / The Malice Box


7 Sınav
7 Anahtar
7 Gün
Ve Dünyayı Kurtaracak 1 Fırsat

Robert Reckliss kendisine gönderilen esrarengiz kutunun yaşantısını altüst edeceğinden habersizdir. Aynı gece bir tanıdığı kuşkulu bir şekilde intihar eder. Ertesi gün eski bir dostu Batı dünyasını yeryüzünden silecek ölümcül gizemli bir silahın varlığını açıklar.
Robert yedi gün sonra infilak edecek bu İfrit Kutusu’nu arayıp bulmak zorundadır. Patlamayı engelleyecek anahtarların izini sürebilmek için Manhattan’da bir dizi sınavdan geçmesi gerekiyordu.
Zamana karşı amansız bir yarışa giren Robert, Terri adında gizemli bir kızın rehberliğinde Manhattan sokaklarında koşuştururken sinsi bir göz de onları izlemektedir. Karşı konulmaz doğaüstü güçler ise sınavları tamamlamasını engellemeye çalışmaktadır.
Benzerlerinden çok farklı bir gerilim romanıyla karşı karşıyasınız. İpuçlarını Robert’la çözün ki İfrit Kutusu’nun kapağı sonsuza dek açılmasın.
İFRİT KUTUSU / The Malice Box / MARTIN LANGFIELD / 480 sayfa
Kitap karmaşık... Çok karışık olaylar var, bir noktadan sonra kopuyorsunuz ve sizi yormaya başlıyor ama tempo hiç düşmüyor ve elinizden bırakamıyorsunuz... Bu tarz severler keyif alacaktır eminim... İyi okumalar :)
Söz, suya atılan taşın etrafındaki hâleler gibidir. Suyun etrafındaki halkaların ne kadar genişleyebileceğini bilemeyeceğiniz gibi, sözün gönüllerde ne etki yapabileceğini de bilemezsiniz, burada anlatırsınız, kim bilir kimin gönlünde ne etkiler bırakır!
alıntıdır...

YORUMSUZ :))




Sinemada yakın tarih ♥ UNUTULMAZLAR 2

The Shawshank Redemption / Esaretin Bedeli (1994)
Tıkır tıkır işleyen tarzıyla,
paçalardan yere bırakılan kumlarıyla,
azmin elinden hiçbir şeyin kurtulamayacağı mesajıyla
ve Morgan Freeman'ın harika oyunculuğuyla "HARİKA" bir başyapıt.
Kaç kere izlediğimi hatırlamadığım filmlerden biridir.
Bu filme zamanında sinemada gidenleri şanslı birer insan olarak görüyorum. Kendimi ise çok şey kaçırmış gibi hissediyorum.
Bu filmin değerinin sonradan anlaşıldığını düşünmüşümdür hep.
Her konuda mükemmel veya mükemmele yakın bir filmdi.
Bence bu film hakkında kötü bir şey söylemek mümkün değil...

Özgürlük böyle bir şey işte:
Yağmurun altında kollarını iki yana açabilmek


Sinemada yakın tarih ♥ UNUTULMAZLAR 1

Titanic (1997)
Ne unutulmaz bir filmdir Titanic...
Tek kelimeyle mükemmel, izlemeyen varsa ki sanmıyorum. Ama varsa da hayatında büyük bir eksiklik var. Güzeldir, etkileyicidir, izlenmesi gerekir :))
Başından sonu belli bir film olsa da finaliyle beni parçalayan acı bir sona sahiptir.
11 Oskar kazandı, hepsini de haketti.

En etkileyici sahnesi Jack'in Rose'dan koptuğu sahneydi. (Jack'in donuk halde denizin dibine inişi) bütün sinemada herkes dağılmıştı kadın/erkek demeden.

50 yıl sonra bile bu film hep özel kalacak...

"Bir kadının kalbi okyanus kadar derindir içinde neler olduğunu bilemezsin"

smile...

25 Şubat 2010 Perşembe

yahu ben görmeyeli nolmuş bu ünlülere ???




romantik komedilerin adamı ♥ Matthew McConaughey ve Ghosts of Girlfriends Past

Romantik komedi filmlerinin aranan oyuncusu olmakla birlikte soyadının çoğu zaman doğru telafuz edilmemesinden ötürü şikayet eden yakışıklı (zor bir soyadı var gerçektende) Matthew McConaughey'ı bu film de izlemek çok zevkliydi...
Matthew McConaughey bu rolü çok güzel kotarmış ve nispeten rolüne de yakışıyor. Ancak, Jennifer Garner buraya hiç olmamış. İkilinin kimyasındandır belki de... Filmin rahatsız eden tek yanı hikayenin çok tanıdık olması.

Günümüzdeki ilişkiler her ne kadar sahiplenmeden uzaklaşsa da bir süre sonra gece uyurken sarılıpta uyuyabileceğiniz birini arıyorsunuz. Kahramanımız başından beri çapkın kurt olsa da bir süre sonra vicdan muhasebesi yapıp yanlış hayatını sorguluyor.
Filmin diğer bir güzel yanı ise az da olsa Michael Douglas'ı izlemekti.




AŞKIN SESSİZ HARFLERİ / Filiz Tayfun


AŞKIN SESSİZ HARFLERİ / Filiz Tayfun / 160 sayfa... Elimdeki bitince okuyacağım yeni kitap, hemen paylaşmak istedim. Şimdilik sürükleyici bir kitaba benziyor. Yeni bir kitap Aralık 2009'da basılmış.
Ayrıca ben bilmiyordum Filiz Tayfun'u internetten araştırınca Meclis sekreteri olduğunu öğrendim.



BİRİ VE DİĞERİ Bitmeyen aşk varmı? Bunu bilmiyorum.Çünkü aşkın içinde zaten karmaşa aşkın içinde zaten her duygunun tavan yapması ve çünkü aşkın içinde zaten her an ortaya çıkmaya hazır bekleyen acı yok mu? Her şey yolunda gidiyordur, evet yolunda gitmesi için başlanmıştır zaten. Her aşkta biri daha çoktur. Daha çok özler, daha çok özenir, daha çok bekler, daha çok ister, daha yoğun daha coşkuludur. Bu durum diğerine bir tek daha çokluk hakkı verir, daha çok şimarma Ve bir gün biri fark eder bir şeylerin yolunda gitmediğini. Bir gün biri fark eder diğerinin giden olacağını, kendisine bu aşkta düşen rolün kalan olması gerektiğini. Fark eder ama bu farkındalığa rağmen öteler, ötelemek ister diğerinin gidişini. Diğerini bu daha da şimartır ve daha da uzaklaştırır. Biri yaptığının yanlışlığını bile bile uzatmaları oynar. Soru işaretleri alır ilişkideki virgüllerin yerini ama genellikle yanıt bulmayan soru işaretleri. Ve diğeri, diğeri toparlanmıştır yavaş yavaş, ardında yalnızca soru işaretleri bırakarak, hazırdır yalnızca tıpkı aşka başlamak için olduğu gibi gitmek için de uygun zaman uygun zemini bekliyordur. Ne bıraktığı çoğu kez umrunda olmadan. Diğeri gider, kalana yaşanmışlıklar ve soru işaretleri bırakarak. Biri kalır soru işaretlerinin içinden en azından birkaçının yanıtını bulabilmeyi umarak, acıyarak. Diğeri birini genellikle unutur ama biri diğerini hep karmakarışık duygularla hatırlar. Ve sonuç olarak evvel zaman içinde kalbur saman içinde BİRİ kaybolur, DİĞERİ anı olur.


♥ ♥ ♥

24 Şubat 2010 Çarşamba

Teklif / The Proposal

Ne zamandır izleyecem izleyecem diyordum sonunda kısmet oldu ve favorilerim arasına girdi.
Filme bayıldım açıkçası!!
Konusu ve kadrosuyla zaten insanı kendine çeken bir film.
Sandra Bullock oynuyorsa benim için izlememek mümkün değildir. Sandra Bullock'un oyunculuğu müthiş keyif verdi bana, aynı zamanda Ryan Reynolds'da muhteşem oynamış.

Film insana kahkahalar attırabilecek sahnelerle dolu,
bazı kısımlarda gülmekten yerlere yattım.
Duygusal biriyseniz ağlatabilecek sahneler de içeriyor.
Harika bi yapım olmuş.



Moda-Yemektarifleri HEDİYE ZAMANI :)

Kırmızı rüya kolye ve Valentine's day için tasarlanan
Kırmızı rüya taç...
İkisi de rüya gibi gerçekten... Blog sahibesine çok şık ve cici kampanyası için teşekkürler, sevgiler... Ayrıntılar ve katılım yapmak için buyrun;

http://www.moda-yemektarifleri.com/2010/02/yarsma-baslyor-hediye-zamani.html
Katılım için son tarih: 15 MART 2010

23 Şubat 2010 Salı

AYSELL'in kampanyalarına yetişemez oldummm :))


Eveeett Aysel'in bloğunda bir güzel kampanya daha başladı...
Katılmak ve ayrıntılar için buyrun ;

Leyya-craftmania'da hediye kervanına katılıyor :))

Leyya-craftmania bu değerli hediyeleri için teşekkürler... Hepsi birbirinden özel ve güzel.
Bu el emeği göz nuru hediyeler ve ayrıntılar için buyrun;

22 Şubat 2010 Pazartesi

Arşivinize yer açın "VEDA" geliyor...



Hatırladığım kadarıyla "Herkesin bir Atatürk'ü vardır. Ben kendi Atatürk'ümü keşfettim." demişti Can Dündar "Mustafa" gösterime girmeden önce. Şimdi sıra Livaneli'nin Atatürk'ünde.
Can Dündar'ın "Mustafa" filminde Mustafa Kemal'i izlemiştik, Zülfü Livaneli'nin "Veda" filminde ise Atatürk'ü izleyeceğiz fragmandan anladığımız kadarıyla...
Yine fragmana bakarsak her şey dört dörtlük gözüküyor. Oyuncu kadrosu, senarist, yönetmen ve müzikler... Görüntüler süper ötesi. Buram buram kalite kokan bir yapım gibi duruyor.
Turgut Özakman'ın "Dersimiz: Atatürk" filmini de dört gözle beklemekteyim...
Daha fazla ve gerçek Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Kahramanlarımızı beyaz perdede görmek dileğiyle.

Gösterim Tarihi: 26 ŞUBAT 2010 Şimdiden iyi seyirler :)